Fotoğraflarla Geçmişi Hatırlamak: Güncel Sanat Pratiğinde Bellek ve Hafıza Çalışmaları
Abstract
Tarihsel perspektiften bakıldığında fotoğraf ve bellek arasındaki ilişkiler geçmişten günümüze değinkapsamlı bir şekilde araştırılmış, sorgulanmış ve tartışılmıştır. Fotoğraflar geçmişte yaşanan an’lar veolaylarla ilgili bilgilerin zaman içinde ele geçirilen taşıyıcıları olmuştur. Roland Barthes’ın da belirttiğiüzere ‘orada olanların’ açık bir kanıtı olarak gerçekliği yansıtmakta, an’a göndermede bulunmakta,an’ı temsil etmekte ve geçmişe yaşananlara dair bir anma ve hatırlatma görevi görmektedir. Buçalışma tarihte yaşanmış olayların fotoğraf çalışmalarına yansımasını Sergey Larenkov, Joe HedwigTeeuwisse, Shawn Clover, Nick Sullivan ve Seth Taras gibi sanatçıların yeniden/tekrar fotoğraflamabağlamında ürettikleri eserler aracılığıyla incelemeyi ve değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Fotoğraflar,gerçeğe olan yakınlığı bağlamında izleyiciye yaşanan olayları doğrudan göstermesi sebebiyle bu çalışmaadına önemlidir. Bu çalışma içeriği bakımından betimsel modele dayalı nitel bir araştırmadır. Geçmişve şimdiyi tek bir yüzeyde çift katmanlı bir şekilde tesis eden çalışma kapsamındaki fotoğraflar,geçmişteki gerçekliğe günümüz perspektifinden bakmayı talep etmektedir. From a historical perspective, the relationship between photography and memory have been extensively researched, questioned, and discussed from past to present. Photographs have been the carriers of information about past moments and events that were seized over time. As Roland Barthes puts it, it reflects the reality as a clear proof of “what’s there”, refers to the moment, represents the moment, and serves as a commemoration and reminder of what happened in the past. This study aims to examine and evaluate the reflection of historical events on photography through the works produced by artists such as Sergey Larenkov, Joe Hedwig Teeuwisse, Shawn Clover, Nick Sullivan, and Seth Taras in the context of re-photographing. Photographs are important for this study as they directly show the events experienced to the audience in the context of their closeness to reality. In terms of content, this study is a qualitative research based on the descriptive model. The photographs within the scope of the work, which establish the past and present on a single surface in a double layer, demand to look at the past reality from the present perspective.